Hasta Hayvan Muayeneye Sunulması ve Veteriner Hekimin Hastaya Yaklaşması
Bilindiği gibi hastalarımız, çeşitli tür ve ırkları kapsayan ve değişik karakterdeki hayvanlardır. Bunun için veteriner hekim, hastasına yaklaşmadan önce hayvan sahibi veya bakıcısından, hayvanın yaradılışı hakkında yeteri kadar bilgi almayı unutÂmamalıdır. Bu bilgiyi aldıktan soma hayÂvana yaklaşıp muayene etmelidir.
TEK TIRNAKLILARDA HASTAYA YAKLAŞMA
Atın Ayakta Tutulması
Hayvana seslenilerek ve okşanarak yakÂlaşılır, üst dudağa (Şekil 4) ya da kulağa (Şekil 5) yavaşa uygulanır. Yavaşa, bir ağaç sapın ucuna geçirilmiş halka şeklinde kalınca bir ipten ibarettir. Halkanın daÂraltılıp gevşetilmesi ile hayvanın çok veya az ağrı duyması sağlanır, yavaşayı oynatÂmakla da hayvan uysal hale getirilebilir.
Hayvanların hareketlerini kısıtlamak ve basış alanını daraltmak için ön ya da arka bacaklardan biri kuvvetli bir yardımcıya kaldırtılır.
Le goff kösteği (Şeytan kösteği): Bu kösÂtek iki ön bacakla art bacaklardan birini; yahut tersine iki arka bacakla bir ön bacağı kolaylıkla tutmaya yarar. Köstek “Y” şekÂlinde olup bacakların bukağılığına konur.
Bundan başka ön ve arka bacaklardan biri bir platlonj ya da urgan yardımı ile kaldırılarak tutulur.
Travayda Hayvanın Tutulması: Bu travayın iki yanında bulunan yatay demir kol travayı kapar. Kollardan biri açıldıktan soma at geri geri itilerek travaym boşluğuÂna sokulur ve açılan kol kapatılır.
Atın Yatmış Durumda Tutulması
Ankara Yöntemi İle Atın Yatırılması:
Bir yardımcı hayvanı yularında tutar. İkinci yardımcı 8-10 metre uzunluğundaki urganı ikiye katlayarak ortasını bulur, ortanın 40-45 cm gerisinde bir düğüm yaparak bir halka oluşturur ve bu urganÂdan halkayı hayvanın başından geçirerek boynun kaidesine yerleştirir. Urganın uçları vücudun yan taraflarından omuz ve costa’larm üzerinden, arka bacaklar arasınÂdan geçirilir; bukağılığın içinden, arkasınÂdan dışa dolaştırılır; sonra uçları öne doğru getirilerek boyundaki urgan halkaÂnın içinden dışa dolaştınln; sonra uçları öne doğru getirilerek boyundaki urgan halkanın içinden, dışa geçirildikten sonra ve urganın uçları arkaya çekilmek üzere yardımcılara verilir. Yardımcılar urganın uçlarını arkaya doğru çekince hayvanın basış alanı daralır. Bu esnada bir yardımcı başı, bir yardımcı da kuyruğu hayvanın yatacağı tarafa doğru çekince hayvan yavaşça yere düşer ve yatar.
Hayvan yattıktan sonra altta kalan ön bacak iki art bacakların arasına, üstteki ön bacak da üstte bulunan art bacağın üstüne getirilir ve urganın uçları ile dört bacak beraber bağlanır.
Berlin Yöntemi İle Atın Yatırılması: Bu yöntem için “Hayvan Yatırma Takımı” kulÂlanılır. Bu takım dört köstek ve 5 m uzunÂluğunda urgandan ibarettir. Bu urganın başlangıç kısmı zincirli olup bir kösteğe tutturulmuştur, buna esas köstek denir. Bunlardan başka bir plat-lonj ve bir de emniyet kilidine gerek vardır.
Operasyon için aç bırakılan hayvan başında yuları ile yatağın kenarına yanaşÂtırılır ve bir yardımcı hayvanın başını tutar.
Yatırılacak tarafın karşısındaki ön bacak kaldırılır ve esas köstek bu bacağın bukağıÂlığına takılır, üç köstek de diğer bukağılıkÂlara takılır. Kösteklerin tokaları dışa, halÂkaları ise,karın altına çevrik olmalı köstekler takıldıktan sonra esas kösteğe tutturulmuş organın ucu önce aynı taraftaÂki arka bacaktaki köstek halkasına dıştan içe; yanındaki arka bacağın köstek halkaÂsının içinden dışa; sonra ön bacaktaki köstek halkasının dışından içine; en son olarak da esas kösteğin halkasının içinden dışına geçirilir ve urgan hafif gergin olarak tutulur.
Altından bir plat-lonj geçirmek gerekir. Atın yatacağı tarafa plat-lonjun uçları birÂleştirilerek cidago üzerinden öbür tarafa uzatılarak bir yardımcıya verilir.
Bir yardımcı da kuyruğu yakalar ve hayÂvanın yatacağı tarafa çekmek üzere hazırÂlanır.
Hayvanı yatıracak olan yardımcılar veÂrilen komutla urganı, plat-lonju ve kuyruÂğu çekerek, hayvan minder üzerine yatırıÂlır. Hayvanın ilk savunma hareketleri geÂçinceye kadar urgan gergin olarak tutulur. Sonra esas kösteğin halkası ile bu halkaya en yakın zincir halkası kilitlenir hayvan yatar yatmaz yardımcılardan biri sağrı üzerine oturur ve kuyruğu dolayarak anüsü kapatır. Bir yardımcı da başı boyun yönünde gergin tutar. Üstteki arka bacağın öne çekilmesi kastrasyonunyapılması ya da inguinal bölgeÂdeki operasyonlar için regio inguinalis’in açığa çıkarılması şekilde görüldüğü gibi yapılır.
GEVİŞ GETİRENLERDE HASTAYA YAKLAŞMA
Başın Tutulması: Yardımcı hayvanın sol tarafında durur, sol eli ile sol boynuzu tutar. İki boynuz arasından geçirilen sağ el septum nasi’yi yakalar; başparmağını bir burun deliğine, işaret ve orta parmağını diğer burun deliğine sokar ve parmakla burayı sıkar. Bu suretle baş boyun yönünde kalkık tutulabilir parÂmak yerine muşet de kullanılabilir.
Ön Bacağın Tutulması: Elle ya da antebrachium ve bukağılığın etrafından geçiÂrilen plat-lonj kullanılarak ön bacak kaldırılır.
Art Bacağın Tutulması: Hayvanların baÂcakları ile öne ve yana yapacakları vuÂruşlardan sakınmak gerekir.
Sığırın Yatmış Durumda Tutulması
Atta olduğu gibi bukağılığa konan kösteklerle hayvan yatırılır. Sığırların urganla yatırılması daha güncel ve kolayÂdır.
Baş bir yardımcıya tutturulur. Üç, dört metre uzunluğunda bir urgan alınır; ucu hayvanın atırılacağı tarafın karşısındaki ön bacağın bukağılığına bağlanır. Urganın serbest kalan ucu costa’ların üzerinden ve reg. lumbalis’ten aşırdır ve hayvanın yataÂcağı tarafa çekilmek üzere bir yardımcıya verilir. Yardımcı urganı çektiğinde ön bacak bükülerek kalkar. Bu anda hayvan yere bastığı diğer ön bacağını büker, bu sırada hayvanın başını tutan yardımcı hayÂvanın başını yatacağı tarafa büktüğünde hayvan kolaylıkla yere yatar.
Türk Yöntemi ile Sığır Yatırılması: Ülkemizin çeşitli yörelerinde, iri yapılı hayvanların yatırılmasında uygulanır. Bu amaçla 1-1.5 metre uzunluğunda yumuşak bir urgan alınır; urganın bir ucu, ilmiklenerek ön sağ bacağın bukağılığına yerleştirilir ve bacak kaldırılır, metacarpus antebrachium’un arkasına bükülür, ilmeÂğin diğer serbest ucu metacarpus ve antebrachium’a dolanır ve bağlanır. Buna “Dizbağı” denir. Bacak böyle bükük bırakıÂlır. Soma iki metre uzunlukta ikinci bir urÂgan alınır. Bel bölgesi, açlık çukurluğu ve karın altından dolaştırılarak sol açlık çukurluğunda sıkılaÂrak urgan düğümlenir. Buna da “Belbağı” denir. Sonra hayvanın başındaki yuların sapı önden arkaya götürülür belbağımn içinden dışa geçiÂrilir tekrar öne doğru göÂtürülür; sol boynuzun kaidesi altından alın üzerinden ve son olarak sol boynuzun kaidesinin altından dolaştırıÂlır, kendinden önce gelen urganın üstünden geçirilerek çaprazlaştırılır. Ucu, bir yarÂdımcı sağ tarafa çekince hayÂvan kolaylıkla yere yatar.
Yatan sığırın kalkmasına yardım etmek amacıyla önce hayvan sterno-abdominal konuma getirilir, sonra önce art bacaklar kaldırılmalıdır. Kalkmamakta inat eden hayvanlara elektrikli uyarı (övendire) dokundurulur. Köylerde ise, köpek havlaÂtılır ve hayvan kolayca kalkar. Sığırlar başÂka farklı yöntemlerle de yatırılırlar.
ETÇİLLERDE HASTAYA YAKLAŞMA
Kediler hem ısırmak ve hem de tırmalaÂmak; köpekler ise, ısırmak suretiyle kendiÂlerini korurlar. Bu bakımdan muayene edeÂcek hekimin hayvan türüne göre birçok olaylarda özel şekilde tutma veya tutturma yöntemlerini bilmesi ve uygulaması gereÂkir.
Orta büyüklükteki köpek ve kediler, meslekte az çok pratik yapmış klinisyenlerce tutma ve bağlamaya gereksinim kalmaksızın muayene edilebilir.
Sinirli yapıdaki kedi ve köpekler bile, böyle komÂpetan klinisyenler tarafından uslu ve sakin bir şekilde muayene edilebilirler.
Aşırı sinirli, eksite olmuş kedi ve köpekler ara sıra sahiplerinden ayrı tutulduklarında genellikle uysal bir hal alırlar.
Veteriner hekim muayenede, bu türlü hayvanlara yaklaşıp, muayene edebilme yollarını kendi zeka ve bilgisine göre pratik bir şekilde uygulamalıdır.
Hekim, hayvana sahibinin hitap ettiği gibi seslenmelidir. Az çok güven verdikten sonra daha rahat bir şekilde muayene yapabilir.
Köpek ırkları içinde, özellikle BullÂdog, Blenheim, Pekinox, Boxer gibi burun yapısı kısa olan (brachycephal) ırklarda, muayene şuasında hayvanın tutulmasına özen gösterilmelidir. Çünkü: Asfeksi (soluÂnum yollarında solunum güçlüklerinden dolayı oluşa gelen boğulma hali) gibi komplikasyonlarla karşılaşılabilir.
Sakin olan kedi ve köpeklerde başın ve başın üzerindeki orÂganların muayenesi için bir yardımcının hayvanı göğsünün yanÂlarından tutarak masaÂda muayeneye sunÂması yeter. Bu muaÂyenede klinisyen heÂkim bir eliyle kulakÂların arkasından, diğer eliyle de boğazın altınÂdan kavrayarak inspeksiyonunu yapar. HayÂvanın bu sırada yapacağı her türlü reaksiyonları, ellerin uygun şekilde basınç ve tutma hareketleriyle önlenmiş olur.
Ağzın mutlaka kapatılması gerekiyorsa, 2-3 cm eninde uzun bir kumaş şeritçik alınır. OrtaÂsından yapılan ilmik, köpeğin burnu üzerine geçirilir. Sonra ilmeğin uçları çene altında bağlanarak, alt ve üst çenenin hareketleri solunuma engel olmaÂyacak şekilde sınırÂlandırılır. Sonra şeriÂdin uçları yanlardan kulaklar arkasına ve ense üzerinde düğümÂlenir. Bu şekilde ağzı bağlanmış bir köpeğin, ön ve arka bacaklarından tutan bir ya da iki yardımcı aracılığıyla muayenesi kolay ve emin bir şekilde yapılabilir.
Bazen uzun sürecek ve hayvanı az çok irrite edecek bir muayeneye gerek duyulaÂbilir. Bu durumda, yardımcıların daha sıkı ve dikkatli bir şekilde hayvanı masada tutÂmaları söylenir.
Kediler de muayene masasına, köpekler gibi yatırılarak muayene edilirler. KediÂlerin muayenesi için özel şekillendirilmiş tabure de kullanılır. Kedi ayakÂları taburedeki deliklerden geçecek şekilde tabureye konur. Bakıcı taburenin altından ön ayakları birlikte, arka ayakları birlikte ayrı ayrı tutar (Şekil 35). Gerekirse bir yardımcı da kediyi üst boyun derisinden tutar.
Ağzın açılarak yapılacak muayenesi, genel olarak kliniğimizde basit bir şekilde dens caninus’ların arkasına, alt ve üst ayrı ayrı olmak üzere geçirilen şerit ilmeklerin normal şekilde sıkılıp daraltıldıktan soma, bir yardımcı tarafından uçlarının hayvanın commisura labiorum’larmı yırtmayacak ve mandibula çıkığına neden olmayacak derecede zıt yönlerde çekmesi ile yapılır .
Çok gerekli durumlarda, bu gibi hayÂvanların bir trankilizan ilacın enjeksiyonuyla sakinleştirilipmuayenelerinin yaÂpılması gerekir.
KANATLI HAYVANLARDA HASTAYA YAKLAŞMA
Güvercin, ördek, kaz ve tavuk gibi kanatlılar, sahipleri veya bir yardımcı taÂrafından muayene masası üzerinde uygun bir pozisyonda tutularak muayene edilirÂler. Bunlarda sıkı tutmalar sonu, ince olan iskelet kemiklerinde kırıkların şekillenebiÂleceğim hatırdan çıkarmamak yerinde olur.
Kafes kuşlarında muayene oldukça güçtür. Hele papağanın muayenesi hiç yapılamaz. Bunlar genelikle hekim tarafınÂdan tutulmayıp, sahipleri tarafından kaÂfesten çıkarılmalıdır.
Bunun için küçük bir havlu parçası, kafeste bulunan kanatlının üzerine atılır. Hemen bu havlu içinde tutuÂlarak dışarı alınır. Bu sırada özellikle çok sıkılmaması gereklidir. Aksi halde heyecan sonu, oldukça fazla fonksiyon yapan kalÂbin ani şekilde durması sonucu ölüm olayÂlarıyla karşılaşmak olasıdır.
VAHŞİ HAYVANLARDA HASTAYA YAKLAŞMA
Vahşi hayvanlardan hayvanat bahçeleÂrinde bulunup çeşitli hastalıklara yakalaÂnan hayvanların muayeneleri, bu işe elveÂrişli özel kafes ve araçlar içinde tam emniÂyet ve tespitleri sağlandıktansonra yapılaÂbilir.
Bütün çabalara rağÂmen, bazı olaylarda hangi tür hayvan olurÂsa olsun, daha iyi ve özel bazı önlemlerin alınmasına gerek duyulabilir. Bu gibi hallerde hayvana ağız yolu (peros), kasiçi(intramuscular), derialtı (subcutan), da-mariçi (intravenous), solunum yolu (inhaÂlation) ile yaşam fonksiyonlarına zarar verÂmeyecek, sakinleştirici ya da uyuşturucu bir ilaç verilerek muayene yapılabilir.
Canlının iç ve dış dünyası arasındaki dengeyi, bu canlıyı oluşturan organ ve dokulardaki türlü aktivitelerin tümü oluşÂturur. Canlı, fizyolojik hareketlerini, organ ve sistemlerin armonisi içinde sürdürür. Çoğu kez organizma hastalık halinde, sağlıklıymış gibi ünitesini korur. Onun içindir ki, veteriner hekim hastalıkların tanısında yanılmamak için iyi bir anatomi, fizyoloji ve patoloji bilgisine sahip olmalıdır.
KLİNİK MUAYENELERDE GENEL KURALLAR
Herhangi bir hastalığın incelenmesinde veya hasta bir hayvanın muayenesinde, hastalık ister tek tük çıksın (sporadic), ister salgın karakterde (epidemic) olsun, atılaÂcak ilk adım hastalığın özgeçmişi hakkınÂda gerekli bilgiye sahip olmaktır. Bundan soma klinik muayene yöntemlerine uygun tam bir muayene yapılmalıdır.
Klinik gözlemlerin doğru olmaları her ne kadar gerekliyse de, her zaman hatalı yorumlar yapmak da olasıdır. Bu nedenle yeterli olmayan bilgilere dayanarak hasÂtayı muayene eden hekim hatalı tanı koyÂmuş olabilir. Hastanın klinik muayenesi deyimi içersinde, biz aşağıdaki üç öğeyi amaçlamış bulunmaktayız.
2) Hasta hayvanın gerekli olan özgeçÂmişi,
3) Hasta hayvanın içinde bulunduğu çevre koşulları.
Yukarıda kaydettiğimiz üç temel öğeden herhangi birisi hakkında tam olmayan bilgi ve yanlış doküman, hatalı tanıya yol açar.
Sadece hasta hayvanın muayenesiyle yetinilmez. Hayvan sahibi ve bakıcısının veteriner hekim tarafından dikkatli ve güvenceli bir şekilde sorguya çekilmesi önemlidir. Örneğin : Arsenik veya benzeri maddelerle zehirlenmelerde (intoxication), muayene ve sağaltıma getirilen hayvanın en detaylı şekilde incelenmesi ve anemnezinin çok dikkatli alınmış olmasına karşın tanıda yanılmalar olabilir. İşte bu ve benzeri olaylarda, hastanın çevresiyle ilgili tam bir araştırma ve soruşturmanın yapılÂması gerekir.
Öğrenme serüvenimiz asla bitmeyecek, öğrenmek için öğrenci olmaya devam…
Veteriner Hekim