Burun – Ağız Boşluğu – Sinuslar ve Ense / Boyun Bölgesi Muayeneleri
BURUN BOŞLUKLARININ VE SİNÜS’LARIN MUAYENESİ
Burun ve burun delikleri gözden geçiÂrildiği zaman buradaki derinin yangılanıp şiştiği, burun deliklerinin daraldığı ve bir nasal dyspnoe’nin oluşup oluşmadığı gözlenir. Sonra bu regio’da, kemik ve kıkırdak (cartilago) kısımlarının durumu, burun üstü regio’sunda bir çukurluğun veya bir şişliğin var oluşu, burun kanatlarının şeklinin bozukluğu kolaylıkla anlaşılır. Sinus’lar bölgesinde bir şekil değişikliği (deformasyon) ya da bir yara var ise, bir sinusitis’in olması düşünülmelidir.
Beygirde önemli olan bir taraflı burun akmtısıdır. Malleus’da (Ruam), concha nekrozunda, burun mukozasının kronik yangısında, burun boşluğundaki tümör ‘lerde ve kemik kırıklarında görülür.
Bir taraflı fena kokan burun akıntısı baş eğildiği zaman daha fazla akarsa, sinus maksillaris’in empyeminin bir belirtisidir.
Kanlı burun akıntısı epistaxis’de trav-matik nedenlerle kemiklerin kırılmasında veya yabancı cisimlerin var oluşuyla ortaya çıkar. Rhinitis ulcerosa (burun mukozası’nm ülserli yangısı) ve rhinitis haemorrhagica, malleus’da, tümör’lerde (Angiome, Myxofibroma, Sarkom, Carsi-nome) görülür.
Burun içinin ve burun boşluklarının ön kısmının muayenesi için hayvanı aydınlık bir yere koyduktan sonra, burun delikleriÂni açmak yeter. Hayvan uslu durmazsa, alt dudağına veya kulağına ipli bir yavaşa konur. Burun delikleri iki elle açılır.
Burun Mukozası’ın rengi, yüzeyi üzeÂrindeki, ulkus’lar görülür. Güneşli bir havada, bir cep aynasıyla ışık yansıtarak da bu muayene yapılabilir.
Burun boşluklarının derin kısımları muayene edilmek isteniliyorsa, bir elektrik lambası ile aydınlatarak gözden geçirilir. Bu iş için Rhinoskop veya Rhino-laryn-goskop kullanılır.
Elle muayenede o regio’nun ısısı, duyarlığı, ağrısının fazlalaştığı anlaşılır. Şişliğin sert veya yumuşak olması ve kemik kırıklarında krepitasyon (çıtırtı) duyulur. Burun mukozası parmakla muaÂyene edilmekle burun polyp’lerinin oluşu kolaylıkla anlaşılır.
Burun boşluğu ve Sinusları muayene ederken, Lymphonodi mandibulares de gözden geçirilmelidir. Bunların büyükÂlüğü, kıvamı, duyarlığı, fazla ağrılı oluşu palpasyonla anlaşılır. Burun boşluğunda fena huylu tümörler (karsinom, sarkom) bulunur ise, o taraftaki lymphonodi’ler büyürler ve sertleşirler, fakat ağrılı değilÂdirler.
Burun boşluğunun, sinüs frontalis ve maksillaris’in perkusyonu parmakla veya perkusyon çekicinin sırtı ile yapılır. Sağır bir ses işitilirse; Sinusitis olduğu anlaşılır. Her zaman diğer taraftaki sinüs ile karşıÂlaştırma unutulmamalıdır.
Her hangi bir nedenle burun boşluğu daralacak olursa, horultulu bir ses çıkar (burun kornajı).
Sinusitis’ten şüphe edilirse, deneysel trepanasyon da yapılabilir.
Burundan çıkan havanın ve burun akınÂtısının kokusu diagnoz için önemlidir. Bir taraflı fena koku concha’larm ve kemiğin nekrozunda ve ulseröz tümörlerde, sinusi-tislerde duyulur.
AĞIZ BOŞLUĞUNUN MUAYENESİ
Ağız boşluğunu muayene ederken dudaklar, regio buccalis, ağız mukozası, dil, dişler ve çene kemikleri gözden geçiÂrilir.
Hayvanın başı gün ışığına çevrilir ya da bir cep lambası kullanılarak ağız boşluğu aydmlatıln. Ağız ya elle (Şekil 56) ya da padan [Speculum oris) ile açılarak muayeÂne edilir.
Beygirde ağzın çabuk bir muayenesi için, dil sol elle tutulup sağ comissura labiorum’dan dışarıya çekilir. Böylece ağzın sol tarafı görülür. Sağ tarafı muayene için, aksi manevra yapılır. Dili dışarıya doğru çekerken, frenulum linguae’yi yırtÂmamak için şiddetli çekmekten sakınÂmalıdır.
Ağızı birkaç dakika açık tutmak ve ön kısmını iyice muayene etmek için aşağıdaÂki yöntem uygundur.
Elin baş parmaktan başka diğer dört parmağı ile dil yakalanır, baş parmak ise yukarı, palatinum’a doğru dik tutulur, bu parmaktan dolayı hayvan ağzını kapaya-maz ve dişler iyice gözden geçirilir.
Ağız boşluğunun arka kısımlarını muaÂyene etmek ve burada bazı operasyonlar yapabilmek için ağız açıcı aletlere; yani padanlara gereksinim vardır.
Bunların bir çok modelleri vardır. SığırÂlarda, beygirlerde kullanılan aletler kulÂlanılabildiği gibi, bunlar için ağaçtan yapılÂmış özel aletlerden bayyon (Baillon) yararÂlanılır.
Köpeklerde kullanılan padanlar varsa da, çoğunlukla çenelere bağlanan ve karÂşılıklı yönlere doğru çekilen bezden şeritÂlerle hayvanın ağzı açılmaktadır.
Kedinin ağzı da aynı tarzda açılır. Bütün hayvanlarda ağız ancak bir dereceye kadar açılmalıdır: fazla açılmak istenirse, kasÂların, dudak kenarlarının yırtılması görüleÂbilir. Beygirde ağız tehlikesiz olarak 8, 10, 13 cm kadar açılabilir.
Dudakların inspeksiyonunda; yaralar, ekzema, flegmon’lar, stomatitis pustulosa ve papulosada; ağız mukozasında ulkuslar görülür. N. facialis’in felcinde dudak sağÂlam tarafa çekilmiş durumdadır.
Regio buccalisde yaygın şişlikler görüÂlür. Bunlar flegmon’larm, ağız boşluğundaki tümörlerin bir belirtisidir.
Dişler hizasında sınırlanmış bir şişlik, orada yem artıklarının toplanmasının, diş tümörlerinin belirtisidir. Musculus tempoÂralis ve m. masseter’in göze çarpacak şekilÂde atrofisi n.facialis ve n.trigeminus’un felÂcinde (paralysie) articulatio mandibular-is’in arthritis ve ankiloz’unda görülür.
Ağız boşluğu’nda; yara, yangı, yabancı cisim bulunuyorsa, diş hastalıkları varsa, tükürük sekresyonu artmış olur.
Dudak, yanak mukozası, dilde, damak ve diş etlerinde fazla kırmızılık (yangı), düğümler ve pustüller kabarcıklar (stomÂatitis vesicularis) ve tümörler (epulis, sar-kome, karsinome, myxome) görülür.
Dilde yaralar ve vezikan ilaçların yalanÂması sonucu yangı görülür. Dil boz ve sinÂcabi renkte ise, bunun nekrozunun bir beÂlirtisidir. Bunlardan başka dilin neurogen veya myogen paralysie’lerde rastlamr, bu durumda dil ağızdan dışarıya sarkar.
İnspeksiyonla dişlerdeki bozukluklar ve diş hastalıkları kolaylıkla anlaşılır. Burada fazla uzun veya kısa dişlere, kırılmış dişleÂre, diş çürüklerine ve diş taşlarına rastlaÂnır. Hayvanın yemini ıslattığı, sahibi taraÂfından bildirilirse, öncelikle dişler muayeÂne edilmelidir. Bu hal molarlarm kenarla-rında sivri uçlar bulunÂmasından ileri gelir ve üst molarlarm dış kenarÂları, alt molarlarm iç keÂnarları muayene edilir. Çoğunlukla buralarda sivri uçlar görülür.
Yulardan ileri gelmiş yaralar ve şişlikler; frak-turlar tümörler sonucu deformasyonlar görülür. Articulatio mandibularis çevresinde şişlik varsa, hayvanda çiğneme zorÂlukları ve ağzı açtığımız zaman ağrı göze çarpar. Musculus masseter’in atÂrofisi şekillendiği zaman articulatio man-dibularis’lerde arthritis chronica deforÂmans dan şüphelenilir.
Dudakların ve dilin şişmesinde ve felÂcinde, dişlerin anomalisinde, hayvanın yem alımı güç olur.
Palpasyonla ağız boşluğunun sıcaklığı muayene edilir. Bunun için ağıza comis-sura labiorumdan iki parmak sokulur. Ateşli hastalıklarda stomatitis, glossitis ve pharyngitis’de, ağız boşluğunun sıcaklığı artmıştır. Kollaps hallerinde ve fazla kan kaybetmelerde sıcaklık düşer.
Mandibula kırıklarında ve yular vurÂmalarında duyarlık artmıştır. Dil ucunun nekrozunda duyarlık yoktur. Mandibula kırıklarından sonra kallus oluştuğunda, ayrıca osteom ve osteosarkomlarda sert bir çıkıntı yoklandığında consistence’m artÂmış olduğu dikkati çeker. Mandibula kırıkÂlarında krepitasyon duyulur. Mandibula, os hyoideum ve diş kırıklarında anormal hareketler dikkati çeker.
Mandibuladaki fistüller sondalamakla muayene edilir.
Diş çürüklerinde ağızdan kariös bir koÂku duyulur, stomatitis’de ve ülseröz tümörÂlerde ağız fena kokar.
İnspeksiyonla adı geçen bölgelerde yaralar, fistüller (kulak fistülü, salya fistülü, damar fistülü), şişlikler, kulakta othaemo-tom, ensede ense şişi, regio parotidea’da parotitis boynun yan yüzünde, deri altı enjeksiyonlarından sonra gelişen apseler; sulcus jugularis’te periphlebitis, haemo-tom, thrombophlebitis, orthotonus, episto-tonus gibi bozukluklar görülür.
Palpasyonla yangı olgularında sıcakÂlığın ve duyarlığın arttığı, kırıklarda ise krepitasyon hissedilir. Derinin deri altı ile ilgisi kontrol edilir. Deneysel punksiyon yapılır. Fistüller sondalama ile muayene edilir.
Regio Occipitalis ve Regio Auricu-laris’deki kemiklerde fraktur, fissur ve çöküntüler görülebilir. Ansızın bir amau-rosis’in oluşması ve kulaktan kan gelmesi, os sphenoidale ve os temporalenin fraktu-runun karakteristik bir delildir. Kulakta yaralar, aurikulanın haemotomlan (Othe-matom), meatus acusticus externusun yangısı (otitis externa), tümörler (fibrom, papillom, sarkom, adenom), kistler (athe-rom, dermoit kistler), fistüller ve felçler görülür. Beygirlerde otitis media (orta kulak) ve internanm (iç kulak) hastalıkÂlarında Membrana tympani’ nin perforas-yonu ve yabancı cisimleri sıkça görülür.
Regio Parotidea: Bu regio’da şişlikler (retropharygeal ve subparotideal apseler), tümörler (aktinomikose, melanome, sarkom, karsinome), fistüller (salya fistülü), ductus paratideus’un hastalıkları (kist, ektasieler, salya taşları) görülür. Hava kesesinin irinli yangısında (Empyem), bu regionun şiştiği ve aynı zamanda bir taraflı irinli burun akıntısı göze çarpar. Palpasyonla fluktuasyon, perkusyonla davul sesi işitilir. Diagnozu kesinleştirmek için deneysel punksiyon yapılır.
Larynx ve Trachea: Larynx’in inspeksi-yonunda hacminin büyümesi ve şeklinin değişmesi göze çarpar. Bu organın çevreÂsindeki dokular yangılaşır. Pharyngitiste, flegmonlar, subparotideal ve rettopharyn-geal lenf bezlerinin şişmesi görülür.
Palpasyonla sıcaklık ve duyarlık anlaşıÂlır. Auskultasyonla kronik kornajda ıslık sesi işitilir.
Larynx’in muayenesi Rhino-laryn-goskop ile yapılır ve kronik kornajda sol ligamentum vocale’nin paralysie’si görüÂlür.
Tracheanm muayenesi de inspeksiyon ve palpasyonla yapılır. Burada bir yara izi görülür ise, tracheotomie yapıldığının belirtisi olabilir. Tracheotomie yapıldıktan sonra sonda veya parmakla muayene edileÂrek tracheada daralma, tümörler ve yabanÂcı cisimler kolaylıkla anlaşılır.
Oesophagus’un inspeksiyonunda sol sulcus jugularisde şişlikler görülür. Bunlar yumruk büyüklüğünde ve hatta daha büyük olabilirler (Divertikel). Obstructio oesaphagi’de (özefagusun tıkanması); özefagus yemlerle tıkanır, hayvan su içeÂmez ve yutkunamaz, özefagusun göğüs kısÂmının tıkanmasını burun-özefagus sondası ile anlamaya çalışırız.
Boyun bölgesinin inspeksiyon ve pal-pasyonunda yaralar, şişlikler (apse ve flegÂmon), damar fistülleri ve boynun normal olmayan duruşu (torticolis-boyun eğriliği) göze çarpar. Vena jugularisin thromboÂphlebitis purulenta ve periphlebitisleri göÂrülür.
Boynun eğriliği (torticolis), boyun ver-tebralarmm kırıkları (fraktur) veya çıkıkÂları (luxation) gözlenir.
Öğrenme serüvenimiz asla bitmeyecek, öğrenmek için öğrenci olmaya devam…
Veteriner Hekim